Antalyalı goblen tutkunu hanımlara bir haberim var. 1 - 15 Mayıs 2006 tarihleri arasında Semra Akbaş Sezer'in sergisini Kaleiçi Kültür Vakfı'nda ziyaret edip Semra Hanım'dan bu sanatın inceliğini ve de püf noktaları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.Benden söylemesi.
Semra Akbaş Sezer kimdir ?
1951 İstanbul Moda doğumluyum. Bankadan emekli bilgisayar uzmanıyım. Evliyim, üniversitede master yapan bir kızım var. En büyük hobim ise sinema. Festivalleri hiçbir zaman kaçırmam. Özellikle Avrupa sinemasını çok seviyorum.
Goblenle ilk olarak nasıl tanıştınız ? Goblenle ilk kez tanışmam, bundan 5 sene önce Kadıköy'da düğme almak için uğradığım bir tuhafiye dükkanında gözüme ilişen bir resim ile oldu. Resim o kadar cazipti ki gözümü resimden alamadım. Tuhafiyeci çocuk bana, bu baskının işlendiğini ve çok moda olduğunu söyledi. Küçük bir goblen alarak işlemeye başladım. Goblen serüvenim böyle başladı.
Daha önce el işleriyle hiç ilgilenmiş miydiniz ? Hayır, el işleriyle daha önce hiç uğraşmış değilim. O zamana kadar elime iğne iplik almış değilim. İlk aldığım küçük bir goblendi, bir hayli işledim, söktüm sonunda işlemeyi öğrendim. Bu bana çok büyük bir zevk vermişti. Tabi şimdi bakıyorum da aslında çok uğraştım. Aslında çok kolaymış.
Goblende sizi çeken neydi ?Goblen bana tarz olarak çok klasik ve nostaljik geliyor. Avrupa kökenli olması,eskiden şatoların duvarlarını goblenlerin süslemesi. Asil bir hava var goblende.
Goblen sergisi açmaya nasıl karar verdiniz ? Evime çok goblen işledikten sonra bir bankanın çok özel müşterileri için yılbaşı hediyesi olarak müşterilerin seçtiği goblenleri işledim. Bu özgüvenimi artırdı. Maddi anlamda da benim için çok iyi oldu. Etraftan çok olumlu tepkiler aldım. Tüm bunlar beni sergi açmaya yöneltti diyebilirim. İlk sergimin teması "Kadınlar ve Çiçekler" oldu. İkincisi "Yaşamın İçinden Goblen" . Bunda gobleni sadece pano olarak değil birçok obje üzerinde uyguladım. Üçüncüdeki tema ise "Sevgim Gelincik".
Kanaviçe ile goblen arasındaki farktan bahseder misiniz ? Goblen işi halk arasında goblen kumaşı denilen ama asıl adı "penelope antic canvas" olan ızgara görünümünde delikleri olan bir kumaşa nakış yünü, soft koton veya muline iplikleri ile verevine yani yarım çarpı şeklinde hep aynı doğrultuda işlenen bir nakıştır. Kanaviçe ise baskısızdır ve önünündeki bir şemadan sayarak modeli bir kumaşa aktarmanızdır. Kanaviçede etamin, keten gibi sayılabilir kumaşlar üzerine muline kullanılarak çarpı şeklinde ilmek atılır. Yün kullanılmaz ve mulinenin genellikle 2 veya 3 katı ayrılarak işlenir. ralarındaki farklar temel olarak bunlar
Sergi : Saat 10:00 - 19:00 arası Kaleiçi Kültür Vakfı
Karadayı Sokak No:4 Kaleiçi / Antalya
Akşam Gazetesi / Hobi Eki
27 Nisan 2006
Hazırlayan : Elif Alcı