GOBLENE AŞIK OLDU

Tesadüfen gittiği bir tuhafiye dükkanında goblenle tanıştı. Düğme bile dikemeyen 52 yaşındaki emekli bilgisayar uzmanı Semra Akbaş Sezer şimdi ikinci sergisi için çalışıyor.

Günün birinde anneniz hiç yapmadığı halde eline şişlerini alıp birbirinden güzel kazaklar örmeye başlarsa ne hissedersiniz ? Semra Akbaş Sezer'inki de böyle bir öykü. Beş yıl önce bir tuhafiye dükkanına gitti. Düğme alıp çıkacaktı. Ama o gün tuhafiyeciden düğme ve tuhafiyeci delikanlıdan da "goblen nasıl yapılır" dersi alıp çıktı. Eve döndüğünde düğmeyi bir kenara bıraktı.Eline aldığı panoyu, tuhafiyeci gencin gösterdiği gibi tutarak iğne ve iplik tek yönde dikti. Söktü dikti. Dikti söktü. İki ay sonra eli, iğne ve iplikle raks etmeye alışınca büyük bir pano aldı. Ama gördü ki bu ipliği kullandığında deliklerde boşluklar görünüyor. Yün kullanmaya başladı. Karıştırdığı katalog ve dergilerden bu iş için kullanılması gereken ipin zaten yün olduğunu gördü. Emekliliğin monotonluğunu değişik resimleri barındıran goblenleriyle renklendirdi. Her bir pano üstündeki resimler ona ayrı heyecan veriyordu. Çiçeğe konmuş bir kelebek, uzaklarda bacalı bir küçük ev, içi meyve dolu bir sepet, bir at, hüzünlü bir kız yüzü. "Etaminin bir kere çalışma sistemi ve amacı farklı, Çarpı şeklinde işlenir. Büyük bir bölümü yatak odalarına, çarşaf ve yastık kılıflarına yapılır. Bir grafiğe bakılarak oluşturulur. Goblen ise baskı üstüne çıkarılan bir resmin işlenmesidir. Bunlar çoğunlukla ressamlar tarafından yapılmış tablolardır. Tek yönde çalışılır".

Goblen dışında tek tutkusu sinema. Film festivalinde hiç oturmamış goblen başına. Eline ilk aldığında eşi ve kızı geçici bir heves sanmışlar önce. Ancak goblenler önce evin sonra da galeri duvarlarını süsleme başlayınca işin ciddiyetinin farkına varmışlar. Kadıköy Merkez Galeri'deki ilk sergisinin açılış gününü unutamıyor. 19 Aralık'ta aynı yerde açacağı ikinci sergisinde tablolarla kitap arası, tepsi gibi aksesuarlara da yer verecek.

Yazan : Özden Atik

Akşam Gazetesi / Cumartesi Eki

31 Mayıs 2003